İki ayda dünyayı paniğe sürükleyen yeni tip Coronavirüs salgınından en az 30 ülke etkilenmiş durumda. Çoğu Çin’de olmak üzere en az 82 bin kişiyi etkileyen virüs Antarktika dışında bütün kıtalara yayıldı. Ülkemizde de hızla yayılmaya devam eden Coronavirüsü büyük bir panik havasına neden olmakla birlikte, toplum ve devlet olarak, hayatımızın çeşitli alanlarında önlem alınmasına rağmen, hızla ilerlemeye devam etmekte. Bu durum kaos ortamı yaratılmasına elverişli bir durum oluşturmakla birlikte daha sert tedbirlerin alınmasının gerekeceği bugünden görülmektedir.
Coronavirüsü ile ülkemizden önce etkileşime uğrayan ülkeler sağlık ve sosyal alanların yanısıra ekonomik alanda da önlemler almıştır. Örnekleyecek olursak; İsveç; Nisan ve Mayıs aylarındaki bütün hastalık izinlerini ödeyeceklerini, şirketlerin maliyetlerini karşılamak için kısa dönemli işten çıkarma düzenlemelerinin değiştirildiğini, firmaların ayrıca sosyal güvenlik ve vergi ödemelerini ertelemelerine olanak tanıdığını, bu paketin 300 milyar kron (31 milyar dolar) maliyetinde olmasının beklediğini ifade etti. Yine Norveç hükümeti 100 milyar kronluk (9.8 milyar dolar) bir paket açıklayarak; İşten çıkarılanlara 20 gün maaş ödenmesi ve gelirini kaybeden serbest meslek sahiplerine ise 17 gün sonra devlet desteği alabilme imkanı getirdi. Bu kişilerin son 3 yıldaki kazancının yüzde 80’inin devlet tarafından karşılanması söz konusu olacak. Şirketlere vergi ödemelerini öteleme imkanı tanınıyor. Rusya’da ise 300 milyar ruble, yani 4.1 milyar dolar büyüklüğünde fon kurularak ticaret, turizm ve havayolu şirketlerine destek olunacak. Avustralya’da ise 12 Mart’ta 11.4 milyar dolarlık ekonomiyi canlandırma paketi açıklanmıştı. Malezya’da ise hükümet virüsün ekonomiye etkisini azaltmak için 1 milyar ringgit ( 232.4 milyon dolar) tutarında bir fon paketi açıkladı. Bu fon ücretsiz izin almak zorunda kalan işçileri desteklemek, elektrik ücretlerinde indirim yapmak, kamu finansal yardım paketlerini fonlamak için kullanılacak. Malezya hükümeti geçen ay da şirketleri desteklemek için vergi ötelemelerinin de dahil olduğu 4.7 milyar dolar değerinde bir paket açıklamıştı.
Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de coronavirüsün etkilerinin azaltılması ve içinde bulunduğumuz kriz ortamı en hasarla ve zararla atlatmak adına sosyal, ekonomik ve sağlık alanlarında tedbirler alındı ve alınmaktadır.
Özellikle coronavirüsünün yayılma hızının önüne geçebilmek için toplu etkileşimin azaltılması gerektiğini belirtildiğinden ülkemizde ilk olarak eğitim- öğretim faaliyetleri geçici bir süre durdurulmuştur. Yine 16/03/2020 tarihinde yayınlanan genelge ile 81 ilde, tiyatro, sinema, gösteri merkezi, konser salonu, nişan/düğün salonu, çalgılı/müzikli lokanta/kafe, gazino, birahane, taverna, kahvehane, kıraathane, kafeterya, kır bahçesi, nargile salonu, nargile kafe, internet salonu, internet kafe, her türlü oyun salonları, her türlü kapalı çocuk oyun alanları (AVM ve lokanta içindekiler dahil), çay bahçesi, dernek lokalleri, lunapark, yüzme havuzu, hamam, sauna, kaplıca, masaj salonu, SPA ve spor merkezlerinin faaliyetleri geçici bir süreliğine saat 24:00 itibariyle durdurulmasına karar verilmiştir.
Uygulanan bu sosyal tedbirlerin akabinde tüm ülkenin beklediği ve alınması gereken ekonomik tedbirlere ilişkin olarak da 18/03/2020 Tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Coronavirüsüne karşı açıkladığı ‘İstikrar Kalkanı’ isimli paketin maddeleri şöyle:
1-Perakende, AVM, Demir-Çelik, Otomotiv, Lojistik-Ulaşım, Sinema-Tiyatro, Konaklama, Yiyecek-İçecek, Tekstil-Konfeksiyon ve Etkinlik-Organizayon sektörleri için Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay ertelenmesi.
2- Konaklama vergisini Kasım ayına kadar uygulamayacak olması.
3- Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemelerini Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay süreyle ertelenmesi.
4-İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranını yüzde 18’den yüzde 1’e indirilmesi.
5- COVİD-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemelerini asgari 3 ay öteleyecek ve gerektiğinde bunlara ilave finansman desteği sağlanması.
6-İhracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği verilmesi.
7-Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini beyan ederek talepte bulunan esnaf ve sanatkârların Halkbank’a olan kredi borçlarının, Nisan, Mayıs ve Haziran anapara ve faiz ödemelerini 3 ay süreyle ve faizsiz olarak ertelenmesi.
8-Kredi Garanti Fonu limitini 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkartacak, kredilerde önceliği gelişmelerden olumsuz etkilendiği için likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalar ile KOBİ’lere verilmesi.
9- Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda sosyal amaçlı kredi paketleri devreye alınmasını teşvik edilmesi.
10-500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10’a düşürülmesi.
11- Virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlerin etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline “mücbir sebep” notu düşülmesini sağlanması.
12- Stopaj gibi kaynağında yapılan kesintilerin ödemelerini içeren içeren muhtasar beyannamelerin sürelerini 3 ay ertelenmesi.
13- Asgari ücret desteğini devam ettirilmesi.
14- Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hale getirilmesini temin edilmesi.
15- Kısa Çalışma Ödeneğini devreye alacak, bundan faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştırılması ve hızlandırılması. Böylece faaliyetine ara veren işyerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği verirken, işverenlerin de maliyetini azaltması.
16- En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltilmesi.
17- Emeklilerin bayram ikramiyesini Nisan ayı başında ödüyoruz. Yine emeklilerimizin maaş promosyon ödemelerinin de, şubelere gitmelerine gerek kalmaksızın, doğrudan hesaplarına yatırılması.
18- Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayrılması.
19- İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkartılması.
20- Küresel tedarik zincirlerindeki aksama ihtimaline karşı hem üretimde, hem de perakende de belirlediğimiz önceliklere göre alternatif kanallar geliştirilmesi.
21- Tek başına yaşayan 80 yaş üstü yaşlılarımız için, sosyal hizmet ve evde sağlık hizmetlerinden oluşan periyodik takip programını devreye alınması.
Ekonomik alanda ortaya çıkan olası krizin önüne geçmek için pek çok alanda düzenlemelere yer veren bu pakette, ağırlıklı olarak büyük firmaların, esnafların içinde bulunulan krize karşı mali durumlarını korumaları için iyileştirmelerde bulunulmuşsa da toplumun geniş kısımları göz ardı edilmiştir. Serbest meslek erbabı olan ve serbest meslek makbuzu kesen işletmelere ilişkin (örneğin avukatlar, serbest mali müşavirler gibi) KDV ertelemesi, sigorta primi ertelemesine yönelik bir tedbir getirilmemiştir. Adliyelerdeki tutuklu ve ivedi işler hariç tüm duruşmaları ve işlemleri erteleme kararı alınmasıyla, avukatlık mesleğinin kazancında da bir düşüş olacağı açıktır. Günümüzde tek başına çalışmanın mümkün olmadığı ve genellikle hukuk bürosu olarak çalışan kalabalık bürolar olduğu da göz önüne alındığında, avukatların da ağır bir vergi ve SGK prim ödemesiyle karşı karşıya kalacağı açıktır. Ancak, her ne kadar toplantıda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sn. Metin Feyzioğlu bulunsa da, ekonomi paketinde, avukatlara yönelik bir düzenleme çıkmamış olması da bir diğer eksikliktir. Aynı durum, muhasebeci ve mali müşavirler gibi tüm serbest meslek mensupları için geçerlidir. Parakende satışların ve gıda, kolonya vb. satışı yapan küçük esnafın en çok gelir elde ettiği dönemde vergi ertelemesi yapılırken bu alandaki serbest meslek mensuplarıyla ilgili bir düzenleme yapılmaması, hem toplantıya katılan temsilcilerin hem de ekonomi paketinin ciddi bir eksiğidir.
. Yine, işçiler hususunda alınacak tedbirler soyut kalmış, ekonomik tedbirler kapsamında memurlara yönelik hiçbir açıklama yapılmamıştır.
Her ne kadar İstikrar paketinde büyük işletmelere ilişkin pozitif düzenlemeler yer alsa da, toplu işten çıkartmaların da olabileceği göz ardı edilmemelidir. İçinde bulunduğumuz olağanüstü durumda korku ve panik içinde olan vatandaş aynı zamanda “iş yok işten çıkarılacağım” düşüncesini de yaşamaktadır. Bu durumu kötüniyetli kullanan işverenlerde elbette ki olacaktır. Bu sebeple firmalarda toplu işten çıkartmayı da önleyici, caydırıcı tedbirler alınmalıdır.
Açıklanan ekonomik tedbir paketi detaylıca incelendiğinde iş gücünün büyük bir kısmını oluşturan işçilere ve vatandaşlara ilişkin düzenlemelere yer verilmemiştir. Özellikle geçimini asgari ücret kazanarak sağlamaya çalışsan ve toplumun %50sinden fazlasını oluşturan kesim için yeterli ve açıklayıcı tedbirlerin alınmadığı ve bu hususlarda da düzenlemeler yapılması gerektiği düşüncesindeyiz.
Coronavirüsünün yayılmasının en aza indirgenmesi amacıyla “EV KALMA” çağrısı yapılmaktadır. Bu kapsamda birçok iş yeri çalışanlarına ücretsiz izin vermektedir. Her ne kadar kısa çalışma ödeneğinin devreye alınacağı belirtilse de, bu kapsamda işçilere yapılacak ödemelerin miktarı ve ödeme günlerine ilişkin belirsizlik mevcuttur. Çalışamayan işçiler hem almaları gereken maaşı alamayacak hem de devlet tarafından yapılacağı belirtilen destek ödemelerinin ne zaman ve ne şartlarda yapılacağı da belirsizdir. Vatandaşların kendilerini güvende hissetmeleri ve kaos ortamının oluşmaması için netlik sağlanması şarttır.
Yaşanılan şu günlerde maddi anlamda ekonomik kayba uğrayacak kesim yine büyük ölçüde vatandaşlardır. Günümüz toplumunda, birikim yapmak (ev, araba almak) veya ihtiyaçların karşılanabilmesi için vazgeçilmez hal alan kredi ve kredi kartları ödemelerinin akıbeti belirsizliğini korumaktadır. Çeşitli bankalardan vatandaşlarımıza kredi ve kredi kartı ödemelerinizi online olarak ödeyebilirsiniz şeklinde mesajlar gelmektedir. Fakat yaşanılan şu olağanüstü günlerde ortalama gelir seviyesi düşen vatandaş bu ödemeleri, hangi kazançla yapacaktır? Yahut, bankalarca düşük faizli kredilerin verileceği ifade edilen ekonomi paketinde, vatandaşın bu kredileri 3 ay sonra dahi olsa hangi kazançla ödeyeceği hususu büyük bir soru işaretidir. Bu ödemelerin belirli vadelerde ötelenmesi veya alternatif ödeme seçeneklerinin “istikrar kalkanı” paketinde yer almaması büyük bir eksikliktir.
“Evde kal” çağrısı karşısında evinde kalan veya işverini tarafından ücretsiz izne çıkarılan vatandaş normal günlük tüketiminden çok daha fazla elektrik, su ve doğalgaz kullanımı yapacaktır. Bu da faturalar hususunda bir düzenleme yapılmaması durumunda, vatandaşın ödeyeceği fatura miktarlarının yüksek oranlarda artacağının göstergesidir. Gelir düzeyi düşen vatandaş temel ihtiyaçlarını sağlamak için kullandığı bu faturaları ne şekilde ödeyecektir. Bu hususa ilişkin herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Örneğin, faturalarda alınan KDV ve vergi miktarlarında iyileştirmeye gidilmesi yahut bu dönemdeki fatura meblağlarının ötelenmesi ya da taksitler halinde gelecek aylara yansıtılması şeklinde düzenlemelere yer verilmesi gerekmektedir. Kurulan her elektrik, su, doğalgaz aboneliğinin bir sözleşme ilişkisi olduğu dikkate alındığında, kullanım miktarını ödeme edimi ile karşı karşıya kalan vatandaşlarımız için küresel çapta etkili olan ve ödeme güçlüğüne sebep veren bir mücbir sebep söz konusudur. Bu hususta ivedikle düzenleme yapılması gerekmektedir.
Kaldı ki küresel çapta etkili olan, krize ve paniğe yol açan bu salgında tüm devletler insanları evde kalması, topluluk alanlarda fazla bulunmaması gerektiği konusunda uyarmakta ve bu doğrultuda tedbirler almaktadır. Ancak yukarıdaki devletlerin aldığı önlemler de göz önünde bulundurulacak olursa, bu tedbirlerin devlet tarafından insanların temel ihtiyaçları karşılanmadan uygulanabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle elektrik, su, kira, banka ödemeleri gibi temel borçların devlet tarafından göz önünde bulundurularak ertelenmesi veya ödemeler hususunda düzenleme yapması gerekmektedir. Bu nedenle devletin bu konularda önlem alarak vatandaşı rahatlatması ve vatandaşın endişelerini gidermeye yönelik bir ekonomi paketi oluşturması gerekmektedir. Sadece Türkiye değil küresel çapta krize yol açan bu salgın hastalık nedeniyle maddi anlamda etkilenen sadece büyük işverenler ve esnaflar değil herkestir. Bu nedenle bu ekonomik tedbirlerin toplumun her kesimi baz alınarak daha genele yayılması gerekmektedir. Tüm bu hususlar göz önüne alınarak düzenlenen yargı paketi panik havası içinde olan toplumu en azından ekonomik olarak rahatlatma yoluna gidildiğinde, salgının yayılmasına yönelik olarak alınan tedbirlerin daha sağlıklı bir şekilde hayata geçirilmesi mümkündür.
Av. Sevinç Bildir